Eşitliğin yasalarla güvenlik altına alınması, doğumdan ölüme kadar her insanın kanun önünde aynı şekilde muamele görmesi anlamına gelmektedir. Hiçbir insanın doğumdan gelen bir takım özellikleri nedeniyle üstün veya aşağı tutulamayacağı, demokratik yapının da olmazsa olmaz bir unsurudur.
Yasal güvence, toplumun uyması gereken bir takım kuralların önceden belirlenmiş ve herkese eşit şekilde uygulanacak olmasıdır. Büyük balık küçük balığı yutar ifadesi günlük yaşamımızda sık kullanılsa da “Güçlünün güçsüz üzerinde baskı yapması” yasal anlamda mümkün değildir. Bireysel açıdan bakıldığında adaletli olmak, güçsüzü korumak, haklının yanında yer almak insani bir görev ve erdemli olmaktır. Hukukun sembolü terazidir. Terazi ise dengeyi temsil etmektedir. Terazi kefesinde dengesizlik varsa bir şeyler ters gidiyor yani haksızlıklar oluyor demektir.
Bu nedenle, eşitliğin yasalarla güvenlik altına alınması tüm modern toplumlar için vazgeçilmezdir. Biz de, bu konunun önemini size 5 madde ile açıklamaya çalıştık:
- Yasalarla korunan eşitlik ilkesi, insanların hayatlarının farklı alanlarındaki sorunlarda adil bir şekilde hareket edilmesini sağlar.
- Eşit haklara sahip olma hakkı her birey için temel bir insan hakkıdır ve bu hakların korunması toplumda adaleti sağlamak amacıyla son derece önemlidir.
- Yasal olarak garanti edilen eşitlik ilkesi, ayrımcılık yapılmasını engeller ve herhangi bir kişiye önyargılı davranmanın cezalandırılacağını gösterir. Bu nedenle toplumsal barış açısından da büyük öneme sahiptir.
- Eşitlik ilkesinin uygulanması çeşitli alanlarda pozitif etkilere sahiptir. Örneğin; işyerlerinde cinsiyet veya ırk gibi özellikler dikkate alınmazsa daha çeşitli ve yenilikçi işgücüne erişim sağlanabilir. Bu da ekonomik olarak verimliliği arttırabilir.
- Yasalarla korunan eşitlik ilkesine uyulduğunda sosyal sınıf farklılıkları azaltılabilir ve her kesimin yaşam kalitesinin arttığı daha adil bir ortam oluşur.